sen

    Hakların sahibi gerçek ve tüzel kişilerdir. Bütün insanların ayrım yapılmaksızın hak sahibi olduğu, Medeni Kanunda “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler” şeklinde belirtilmiştir (m. 8). Tüzel kişiler de kanunun aradığı şartlara uygun biçimde kuruldukları anda hak ehliyetine sahip olurlar. Ancak tüzel kişiler salt insana özgü haklara sahip değildir. Bu durum MK madde 48’de “Tüzel kişiler cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün hak ve borçlara ehildirler” şeklinde belirtilmiştir.

    Tüzel kişilerin hak ehliyetleri kuruluş amaçlarıyla sınırlıdır. Buna “tahsis ilkesi” veya “ultra vires” denir. Buna göre, tüzel kişiler kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar, eğer bulunurlarsa yapılan işlemler geçerli değildir.